We were merely freshmen!

| |
Sakın cahilin yanına
Varma gönül demedim mi
Müşkül olsa da halını
Sorma gönül demedim mi
Ben sana söylemedim mi
...
İpeği düşürdün aşka
Görmeseydi seni keşke
Kendi kusurundan başka
Görme gönül demedim mi
Ben sana söylemedim mi

Kaderin bir rüzgarsa, sen bu rüzgarın efendisisin. Hızını, yönünü tayin etmek sana kalmış. Ve ruhun canına can katansa, sen bu ruhun kölesisin. Kaderini hayalleriyle buluşturmak ya da içinde ki fırtınalara rağmen aynı limanda demir atıp durulmak yine sana kalmış.

Koşarsın kaçarsın da nereye kadar... Nefessiz kalırsın o gri şehrin sokaklarında. Bir cama basar, ya birşey olduysa korkusunu yaşarsın. Önce canın sonra malından ibarettir rüm kaygıların, o an sadece kendi derdine yanarsın. Ama hep derim, en cesur yürek bile yalnız kalamaz bu hayatta, gün gelir mutlaka tutacak bir dal ararsın. An olur kendini en sağlam bilen dalı yine sen kırarsın.

Fedakarlıklar para etmeyebiliyor bu zamanlarda, kimin neyi amaçladığını hiç anlamamış da olabilirsiniz. Ama nezakette kalmadı yine bu zamanlarda acımasız insanoğlunda. Hani demiştim ya "insan yontulamayınca kendini kaliteli kereste zanneder." diye, evet sana tam da bu oluyor. Vurmaya çalıştığım her darbe canını acıtıyor da senden bir parça koparamıyor. Küstahlaşıyorsun, hırçınkaşıyorsun ben çabaladıkça. Silkinip sakin durunca benim hiddetime gülüyorsun, dalga geçiyorsun aklınca.

Samimiyeti bilemeden cıvımış insan evladı, hamurundaki suyunu buharlaştırmadıkça, dışın teknen kadar sert, için hamurun kadar yumuşak kalacak. Ve benim süphelerim samimiyetinle beraber insaniyetinden de olacak.

ps: yukarısı şaka, asla samimiyetimden süphe etme, çok kızsam böyle derdim.:)))))

0 yorum: